Bir tartışmadır gidiyor… Derin devlet var mı? Gladyo’nun uzantısı mıdır? Amerika’ya esir olmuşuz, yok avrupa Birliği falanda filan…
Hepimiz kahramanlık destanları ile büyümüşüzdür. Benimde mensubu olduğuğum kuşak ihtilal sonrası yetmeler olduğumuz için biz daha çok ceddin deden nesrin baban ara gazı, şanlı osmanlı nutukları ile büyütülmüşüzdür. Arada sinmiş, sindirilmiş cumhuriyet kuşağının aydın vatanperver öğretmenleri de olmasa belki günümüz eğitim sisteminin içinde yetişen çocuklar gibi yetişecektik. O zaman hip hop yoktu da, Timberlake yerine falancalar vardı belki ama yine de Cumhuriyet, Atatürk, Türk Milleti, Bayrak gibi kelimeleri duyunca kalbimiz içten bir sızlardı, başımızı dik tutar kendimize olan güvenimizi hissederdik derinden…
Gelelim günümüze… Tarihi boyunca dünya üzerinde “ırkçılığa” zerre kadar yanaşmamış, başı sıkışana hangi dinden, hangi milletten olursa olsun kucak açmış bir millet, kendi çıkar ve hassasiyetlerini gündeme getirince kafatasçılıkla suçlanıyor. Kendinden menkul “aydınlar” tarihlerini bilmezler atıp tutuyor meydanda… Kimisine Nobel veriliyor, kimileri mütareke basınının köşe başlarına yerleştirilmiş düğmesine basıldığında ötmeye başlıyor; Demokrasi, Küreselleşme, İnsan Hakları vesaire vesaire…
Bu topraklar tarihinde birçok millete kucak açmamış mıdır? İspanya’dan kaçan Yahudilere, II.Dünya Şavaşı’ndan kaçan profesörlere( ki o dönemde en özgürlükçü buldukları memleket geldiklerini ifade etmişlerdir), bugün Aslana hırlayan köpek misali arada sırada atıp tutan sözde devletlerin sözde devlet başkanlarının kendileri sefa içinde yaşarken aç susuz gariban tebaları Saddam’dan kaçarken bu millet sorgusuz sualsiz kapılarını açmamiş mıdır+? Ne kadar uğraşsalar da yine de bir arada yaşama inadını, inancını sürdüren bu milleti nasıl tanımamışlardır.
Evet ben açıklıyorum Derin Devlet vardır…
Çok derindedir temeli… Gücünü Ulusal iradeden alan, muasır medeniyet hedefinde, kendine güvenen, büyüklüğünün farkında, milli manevi değerlerine bağlı, Mustafa Kemal’in çizdiği yolda, bağımsızlığın derdinde, insanını hiçbir birlikten, devletten, kabileden, aşiretten aşağı görmeyen, bu kavramlarına dokunulduğunda artık sabretmeden tepkisini veren bir derin devlet vardır. Bu derin devlet bende dahil olmak üzere bu hassasiyetlerini koruyan Türk Ulusudur. Derinliği sahipliğinden gelmektedir.
Her zamanda olacaktır.