Bir film vardır belki hatırlarsınız. 1990 yapımı orjinal adı ” >Tremors ki biz onu yıllardır Yeraltı Canavarı olarak izler dururuz. Kevin Bacon abimizin oynadığı bence kült nitelendirilebilecek filmidir. Filmde abiler ablalar ve çinli bir adam var. Uzaklarda bir yerde çölün ortasında ne yer ne içerler bilmeyiz kasabasında bir grup insan yaşamaktadır. Birden garip olaylar başlar. Yeraltından gelen canavarlar abileri ablaları bir bir yutmaya başlar. Yürürken oluşan titreşimler bile yetmektedir canavarların insanları yutması için. Her an pusudadır ve farkettiği anda toprağı kabarta kabarta kaşık havası ile gelmektedir canavarlar.
Gelgelelim kasaba sakinleri bu canavarla savaşırlar bi kaçı akşam mezesi olur canavarlara sonunda hakkın rahmetine kavuşurlar.
Neden bu filmi hatırlattığıma geleyim.
Hepimiz farklı zamanlarda aynı şeyleri değişik şekillerde yaşar dururuz. Ama bunun farkında değilizdir. Oysa biraz dikkatlice baksak bunu görmemiz çokta zor olmayacaktır.
Bazı anlarımız vardır çok keyifliyizdir, yerimizde duramayız, hiçbirşey keyfimizi kaçıramaz gibi gelir. Olur olmaz zamanda basit bir şey bizi altüst ediverir. Bi anda duvara çarpmış gibi oluruz.
İsyan da ederiz, kaçmak ta gelir içimizden ücra bir yerlere. Suçlular ararız, suçlular
buluruz.Bizler şablonlar ve alışkanlıklardan oluşuruz. Bu şablonlar ve alışkanlıkları kişiliğimiz veya karakterimiz olarak kabul ederiz hatta zannederiz. Oysa bizi sıkıntıya sokan herşeyin altından bu şablon ve alışkanlıklar çıkar. Hayatımıza bakarsak kendimizde yüzlerce buluruz.
Bu şablon ve alışkanlıklar bizim “Yeraltı Canavarlarımız”dır.
Hep pusuda beklerler, en ufak bir gevşeme olsa, en ufak bir tereddütümüz, başıboşluğumuz olduğunda bir anda çıkarlar ortaya ve yutarlar bizi. Onların ğüç dairesine bi kere girdik mi kolay kolay çıkamayız. Büyür büyür, kimileri depresyona girdim der, kimileri hayatında hiçbirşeyi beğenmez, kendisinden uzaklaşmaya hatta kendilerinden nefret etmeyle başlarlar.
Şöyle bir bakarsak hayatımıza her an bunu yaşadığımızı görürüz. Bundan kurtulmak çok ta zor değildir ama malesef bu canavarla yaşamak bizim için alışkanlık halindedir ve bağımlılık derecesi çok yüksektir.
Tabiki bu canavarlarla yaşamaya niyetimiz yok bizim.
İllaki bir canavar istiyorsanız Susam Sokağı‘nın efsane ismi Kurabiye Canavarı‘nı tavsiye ediyoruz.